Bitliste Gezilecek Yerler/Vanda GezilecekYerler/Siirt ve Batmanda Gezilecek Yerlerin Listesi





VEYSEL KARANİ TÜRBESİ





 

İş arkadaşlarım Musa ve Mehmet’le    Diyarbakır çıkışlı 4 gün sürecek  Van Bitlis Ağrı gezimize  Siirt ilinin   Baykan ilçesine bağlı yolumuzun üstündeki Veysel Karani türbesi ile başlıyoruz. Türbede dualarımızı ettikten sonra ilk duraklarımızdan, Bitlis’e doğru yola çıkıyoruz;yolda Bitlisin doğal güzellikleri ve tarihi Bitlis evleri karşılıyor bizi. Bitlis  tarihi bir yer, pek çok cami ve tarihi esere sahip. Bitlis Kalesini çok sevdim bazalt taşıyla yapılmış herhalde;bana Diyarbakır Surlarını hatırlattı .Bitlis’te çok durmuyoruz  Büryan Kebabı (Azminin Yeri’ni tavsiye ederim) yiyip Tatvan’a geçiyoruz(Büryan kebabı Bitlisin mi Siirt’in mi bilmem ama büryan kebabı gerçekten çok güzel yemeye doyamıyoruz).Tatvan merkezde biraz gezdikten sonra Tatvan sahiline iniyoruz. İlk işimiz bisiklet kiralamak oluyor; kişi başı 10 lira alıyor bizden bisikleti kiralayan abla, ekstra kimlik istiyor birimizden bisikletleri alıp kaçmayalım diye. Kimliği  mecbur veriyorum .Olan bana oluyor kimliği ben veriyorum; bisikleti bize kiralayan ablanın beni şirket sahibi yapmamasını umuyorum bisiklet turumuzu bitirene kadar:). Sahilde bisiklet keyfine doymuyoruz bir türlü pek çok kez sahilde gidip geliyoruz Van Gölünde yüzen çocukların cıvıltıları içinde.Tatvanda  sonraki rotamız Van oluyor. Vana varmadan Buzlupınar Dinlenme Tesislerinde mola veriyoruz. İlkez bir tesiste bu kadar güzel yemek yiyoruz;tesisin Etleri ve yemekleri çok tazeydi yolunuz  Bitlis’e düşerse uğramanızı tavsiye ederim pişman olmazsınız emin olun  


Artos dağı


AKDAMAR KİLİSESİ


AKDAMAR KİLİSESİ




 Moladan sonra yolculuğumuz tekrar başlıyor. İki saatlik yolculuktan sonra bizi tüm heybetiyle Artos Dağı  karşılıyor beyaz gelinliğe bürünmüşcesine.Artos Dağının  alt kısmında yeşillikler  içindeki Gevaş ilçesini görüyoruz. Aklıma hemen Gevaş’ta çekilen vizontele filmi  geliyor .Filimde gördüğüm yerleri birbir görme fırsatı buluyorum.Artik Vana yaklaşıyoruz Van’da  ilk durağımız Akdamar adası oluyor. Adaya giden feribota yetişemiyoruz 15 dk. beklemek zorunda kalıyoruz. Feribotun gelmesi ile adaya yolculuğumuz başlıyor. Akdamar adasına varmadan düşüncelere dalıyorum; “Ermeni kesisin güzelliği dillere destan kızı  Tamara aşık Müslüman gencin yüzerek adaya sürekli gitmesi  ve gücünü  yitirip  boğulmadan önce son nefesiyle  “Ah Tamar” ”diye haykırması hikayesi etkiliyor beni. Adaya sonunda varıyoruz. İlk gördüğümüz şey Akdamar kilisesi oluyor. Daha önce gördüğüm kiliselere çok benziyor; Akdamar Kilisesinin adada olması onu cazip kılıyor herhalde.Akdamar adasında safariye çıkıyoruz.Artos Dağı adadan daha bir güzel duruyor. Akdamar adasında tavşanları görmek bizi şaşırtıyor; bir kaç tanesini sevmek için yakalamaya çalışıyoruz; amacımıza ulaşamayacağımızı anlayınca tavşanları kendi hallerine bırakıyoruz. Akşam oluyor artık yavaştan Vana geçiyoruz. Daha önce internetten araştırıp bulduğumuz resimlerde çok güzel görünen günlük kiralık eve geciyoruz.Çimento ve harç kokusu içinde odamıza geçince gezimizdeki ilk ekşınımızı yaşıyoruz dolandırıcı abimizle . İlk isimiz oradan ayrılmak oluyor. Gece geç saate uygun fiyata kalacak yer bulmak için baya dolanıyoruz sonunca nispeten daha önce gittiğimiz günlük kiralık evden daha iyi bir yer buluyoruz. Gezimizin birinci günü böylelikle son buluyor.




VAN KEDİSİ
Molla kasım plajı



MURADİYE ŞELALESİ




 

Gezimizin ikinci gününe Van gölü manzarasına karşı meşur Van kahvaltısıyla başlıyoruz. Kahvaltı baya hoşumuza gidiyor;ama Diyarbakır’ın kahvaltısı daha iyi diye düşünüyoruz Mehmet ve Musa ile.Kahvaltidan sonra ilk durağımız Van Kedi Evi oluyor. Namı değer Van Kedisiyle ilk karşılaşmamız başlıyor ve bir fotoğrafla anı ölümsüzleştiriyoruz tatlı kedimizle .Kedilerle biraz zaman geçirdikten sonra  doğunun mavi bayrak alan tek plajı Molla Kasım plajına geçiyoruz. Molla Kasım  plajına vardığımızda suyun berraklığı bizi şaşırtıyor; kendimizi bir an Akdeniz sahillerine gelmiş gibi hisediyoruz.Molla Kasım plajı gerçekten çok iyiydi iki saat sudan çıkmıyoruz; suyun sodalı olması vücudumuzu yumusatiyor;ilkez sodalı suda yüzmeyi deneyimliyoruz. Molla Kasım plajının tek  olumsuz tarafı çevre duzenlemesi,duşluk  ve tuvaletlerin üstün körü yapılması olmuş;  temennimiz bu eksikliklerin giderilip Molla Kasım plajının daha iyi tanıtılması. Molla Kasımdan Muradiye Şelalesine doğru yola çıkıyoruz. Yüzmek bizi acıktırmış olacak ki Molla Kasım Köyünde  tandır ekmeği  satın alıyoruz teyzeden. Doğunun bozulmamış saf dokusunu tandır ekmeğini tadınca anlıyoruz. Muradiye Şelalesine gitmek bizi baya uğraştırdı, yolu karıştırdık; yanlışlıkla  bir köye gittik. Köyde düğün olduğunu öğrendik .Düğün sahipleri bizi düğün  yemeğine  davet etti doğu insanına yakışan misafirperverlikle. Zamanımız olmadığı için köyde kalamıyoruz köylülerden yol tarifi aldıktan sonra yola koyuluyoruz. Sonunda Muradiye Şelalesine varıyoruz. Asma köprüden şelalelinin aşağılarına doğru ilerliyoruz. Gürül gürül akan su bizi çok etkiliyor oradan ayrılmak istemiyoruz bir turlu. Vanlılar da burayı çok seviyor olacak ki damat ve gelinler dış çekimlerini burada yapıp en mutlu günlerini burada ölümsüzleştiriyorlar .Muradiye Şelalesinden sonra İshak Paşa Sarayına  gitmeyi planlamıştık. Ne yazık ki Doğubayazıt’a giden süphan yolunun kapalı olduğunu öğreniyoruz.Yolun kapalı olması nedeni ile Bitlisin Ahlat ve Adilcevaz ilçelerine gitmeyi düşünüyoruz önce; ama buraya giden yolda yol çalışması olduğunu görüyoruz. Aracımız kiralık olduğu için aracı bu yola sokmanın tehlikeli olacağını düşünüyoruz üç arkadadaş.Vana  geri dönmek zorunda kalıyoruzLVan Edremit’te biraz zaman geçirdikten sonra Tatvan’a geçiyoruz. İshak Paşa Sarayına gidemediğimiz için Tatvan’da nerede kalabileceğimizi düşünüyoruz. Merkezde Tatvan’ın ilk otellerinden Üstün otelde kalıyoruz. Üç kişi 110 lira istiyor bizden otel sahibi;  biraz pazarlık yapınca 100 liraya kalabilirsiniz diyor. Otel bayağı eski olmasına rağmen hoşumuza gidiyor. Uygun fiyatlı yer arayan gezginler için uygun bence. İkinci gecemizi Tatvan’da geçiriyoruz. Gece Tatvan gerçekten çok güzel, Tatvan sahil parkında yürümek, Van gölüne karşı çay içmek tüm yorgunluğumuzu alıyor. Gece yarınki rotamız için plan yapıyoruz Nemrut Krater Gölü, Siirt ve zaman bulursak Hasankeyf’e geçmeyi düşünüyoruz. Gezimizin ikinci günü Üstün otelin 3 kisilik odasında derin bir uykuya dalarak son buluyor.

 

 

 

Van Bitlis,Siirt,Hasankeyf gezimizin üçüncü  gününe  Üstün otelde sade bir kahvaltıyla başlıyoruz . .Otelin kahvaltısı  beni yatılı okuduğum yıllara götürüyor; en son okulumuzun yemekhanesinde yapmıştım  bu sadelikte bir kahvaltıyı.








Nemrut Krater Gölü yolculuğumuz başlıyor yavaştan artık. Gittikçe yukarılara çekiyor bizi araba. Nemrut Krater Gölü rakımı yüksek göllerimizden; göle  çıkmamız baya uzun sürüyor.Nemrutun yüksek bir yerinde duruyoruz üç arkadaş;Tatvanı ve Van gölünü seyre dalıyoruz bir kaç dakikalığına. Yukarılara çıktıkça yaz mevsiminin etkisi kırılıyor yavaştan; her yer yeşile bürünüyor, baharı yaşıyoruz sanki.Diyarbakıra dönmek istemiyorum bir an hep kalmak istiyor insan Nemrut gölünün doğal güzellikleri içerisinde. Sonunda varıyoruz Nemrut gölüne.Ilk gördüğümüz envai çeşit çiçekler oluyor. Gölün suyu Molla Kasım plajı gibi çok Temiz; yüzmeye cesaret edemiyoruz. Gölün kenarında kamp yapan kişileri görüyoruz; hoşuma giden şeylere verdiğim ilk tepkiyi veriyorum; hemen çadır alma düşüncesi başlıyor bende:)Nemrut gölünü çok sevdim ben, Akdamar adası  ve Muradiye şelalesinden sonra favori yerlerimden oluyor. Nemrut gölü maceramız burada son buluyor. Siirt’e doğru yola koyuluyoruz. Yol kenarında Bitlis balı satan abiden bal alıyoruz balın kilosu baya pahalı geliyor Diyarbakır’dan aldığım balların fiyatıyla karşılaştırınca;ama Bitlis balını tadınca Diyarbakır’dan aldığım şeyin bal olmadığını anlıyorum:) ve balın fiyatı gözümde yavaştan küçülmeye başlıyor .









Siirt’e doğru yola çıkıyoruz artık.Siirte kestirme bir yoldan gidiyoruz. Gittimiz yol bayağı kötü çıkıyor; benzinimiz bitme noktasına geliyor. Bir türlü petrol istasyonu çıkmıyor karşımıza gittiğimiz istikamette. Gezideki ikinci ekşınımızı yaşamaya ramak kala petrol istasyonunu görüyoruz sonunda. Siirt gezimize evliyalar şehri Tillo ilçesi ile başlıyoruz. Tillo gerçekten evliyalar şehri türbeden türbeye geçiyoruz.  Tilloda Seyir Tepesi denilen yerinde görülmesi gereken önemli yerlerden olduğunu öğreniyoruz Tillo esnafından. Seyir Tepesinin manzarası gerçekten çok güzel, tamamen camdan yapılmış terastan manzarayı seyre dalıyoruz cam terasın vermiş olduğu düşme korkusu ile. Siirteki ikinci rotamız Delikli Taş oluyor. Siirt merkeze uğramıyoruz görülecek yerlerin az olduğunu düşünüyoruz merkezde. Delikli Taşta yol çalışması ve çevre düzenlemesi tam bitmemişti bizim gittiğimiz tarihte. Şu an çalışmaların bitip bitmediğini bilmiyorum. Bizim gittiğimiz yol baya kotuydu Delikli taşa ulaşmak baya zorlu olmuştu bizim için.

Delikli Taşa bir diğer ismi ile Rasıl Hacara varıyoruz sonunda. Gözümüze ilkin ailecek piknik yapmaya gelenler çarpıyor. Fotoğraflarda gördüğümüz delikli taşa yakından görme fırsatı buluyoruz;ama çok yaklaşamıyoruz Delikli Taşa, düşme korkusu yaşıyoruz. Delikli Taş fotoğraf kadrajı gibi. Odağına Botan Çayı ve kanyonunu almış; göze hoş gelen bu manzarayı mutlaka görmelisiniz. .Siirt’e çok sıcak bir mevsimde geldiğimizdendir bilinmez Delikli Taş dışındaki yerleri pek beğenmiyoruz .



Hasankeyf Çarşısı



Hasankeyf Çarşısı




hasnkeyf tarihi mağaralar

Dicle Nehri

Siirten sonraki durağımız Hasankeyf oluyor. Sular altında kalmadan Hasankeyf’i bir kez daha görmek istiyoruz. Yolculuğumuz kaldığı yerden devam ediyor; Batmana varıyoruz artık Batman petrol kuyularının dibinden geçiyoruz; petrolün kokusuyla 50° derecelik sıcaklık bir olup mayıştırıyorlar bizi. Otuz beş dakikalık yolculuktan sonra Hasankeyf’e varıyoruz baraj çalışmaları hızla devam ediyor maalesef 10000 yıllık tarihi Hasankeyf’in üzerinde.Hasankeyf gezimize Hasankeyf çarsısıyla başlıyoruz; Hasankeyfin çarşısı baya küçük genellikle hediyelik eşyalar satılıyor turistler için. Hasankeyfte pek çok mağara var bunların bir kaçına gitme fırsatımız oluyor. Baraj çalışmasından dolayı her yere istediğimiz gibi girip çıkamıyoruz. Hasankeyf gezimizi bitirmeden Dicle nehrinin serin sularına sandalyelerimizi çekip soğuk bir şeyler içiyoruz. Dört günlük Bitlis, Van Siirt, Hasankeyf serüvenimiz burada son buluyor.


Yorum Gönder

12 Yorumlar

  1. Çok güzel bir geziniz olmuş, anlatımda hoşuma gitti

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tsk ederim hocam beğendiğinize sevindim. ilk yazım. noktalama isaretlerinde biraz hatalar olmuş;sonradan fark ettim artik zamanla duzelir isallah

      Sil
  2. Güzel bir anı biriktirmiş ve doğunun güzelliklerini sade bir dille anlatmışsınız nice gezmelere🖐

    YanıtlaSil
  3. Şuan o kadar merak ettim ki gidilecek Van Bitlis turu bakıyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tavsiye ederim mutlaka görülmesi gereken yerler

      Sil
  4. anlatımınız baya hoş.insanın gidesi geliyor

    YanıtlaSil
  5. Bir doğu tur öncesi bu yazınızı okumak fayda sağlayacaktır.

    YanıtlaSil